Dünyanın 1 Mayıs'ı -3 | Emperyalist rekabet ve saldırganlığın ortasında 1 Mayıs…
Dosyamızın üçüncü gününe Ortadoğu ve Kuzey Afrika, Latin Amerika ve İskandinavya ülkelerinde sınıf mücadelesinin durumu ve 1 Mayıs hazırlıkları ile devam ediyoruz.

Fotoğraf: AA
Hazırlayan: Elif Görgü
Zengin kaynakları ve emperyalist rekabet açısından stratejik konumu nedeniyle uluslararası planların tam ortasındaki Ortadoğu’da işçi ve emekçilerin yaşam hakları sürekli tehdit altındayken, en basit hakları için bile bir araya gelmeleri büyük mücadeleler gerektiriyor. Yine bir ham madde kaynağı olan Latin Amerika da, ABD ve Çin emperyalizminin bir başka rekabet alanı. İskandinavya’da ise geleneksel merkez partilerin 1 Mayıs üzerindeki hegemonyası devam ediyor.
Arap ülkeleri: Baskıcı rejimlerin ve savaşların ortasında 1 Mayıs
Fotoğraf: Lübnan Komünist Partisi
Yusuf Ertaş
2024 yılı Ortadoğu’da derin siyasi ve jeopolitik değişimlerin yaşandığı bir yıl oldu.
İsrail, Gazze’deki katliamlarını kesintisiz bir şekilde sürdürüyor. Aynı şekilde 27 Kasım 2027 tarihinde Hizbullah ile ateşkes antlaşması imzalanmasına rağmen İsrail’in tek taraflı olarak Lübnan’a yönelik saldırıları durmuyor. 8 Aralık 2024 tarihinde Suriye’de iktidara gelen/getirilen HTŞ, ABD-İsrail projesine daha fazla bağlanarak, ülke genelinde hakimiyet kurmaya ve iktidarını sağlamlaştırmaya çalışıyor. ABD, hava ve denizden Yemen’e yönelik saldırıları ile çok sayıda sivili katletmeye devam ediyor. Yemen’e yönelik Irak işgal senaryosu benzeri bir senaryonun hazırlandığına ilişkin haberler dolaşıyor. Bu arada, her ne kadar ABD-İran arasında İran’ın nükleer programıyla ilgili müzakereler devam etse de İran başlıca hedef durumunda.
Geçmişe bakıldığında, Arap ülkelerinde bazı dönemler hariç yaygın ve kitlesel 1 Mayıs kutlamalarına rastlanmıyor. Körfez ülkeleri hariç diğer Arap ülkelerinde 1 Mayıs resmi tatil. Mısır ve Suriye’de (Esad döneminde) 1 Mayıs hükümet veya hükümete yakın sendikalar tarafından düzenlenen kapalı/açık toplantılar ile kutlanıyordu.
Lübnan ve Irak’ta ise işçi ve memur sendikaları tarafından, işçi ve emekçilere, taleplerini haykırmak için kitlesel olarak alanlara çıkmaları yönünde çağrılar yapılması bu ülkelerde yaygın ve kitlesel 1 Mayıs gösterilerine tanık olacağımızın bir işareti olarak değerlendirilebilir.
2011 Arap halk ayaklanmaları sonrası Kuzey Afrika’daki Arap ülkelerinde, Libya hariç, Tunus, Fas ve Cezayir’de yaygın ve kitlesel 1 Mayıs kutlamaları gerçekleşmeye başladı.
Lübnan
Lübnan’da 1 Mayıs, 20. yüzyılın başlarından itibaren işçi sendikalarının ve devrimci/ ilerici partilerin öncülüğünde kutlanmaya başlandı.
Bugün, bölgesel ve uluslararası güçler Hizbullah’ın silahsızlandırılması konusunda Lübnan’a yoğun bir baskı uyguluyor. Hizbullah, İsrail Lübnan’da işgal ettiği bölgelerden çekilmediği sürece silah bırakmayacağını söylüyor. Hiç kuşkusuz bu koşullar kitlesel ve yaygın 1 Mayıs kutlamalarını olumsuz olarak etkileyecek.
Ancak, 26 Mart 2025’te öğretmenler, adil ücret ve daha iyi çalışma koşulları talepleri ile greve çıktı. İşçi ve emekçilerin mücadelesi devam ediyor. Lübnan Ulusal İşçi ve Memur Sendikaları Federasyonu, 1 Mayıs dolayısıyla tüm işçileri ve emekçileri, “İşçi haklarını ve kazanımlarını savunmak, adaletsizlik ve sömürüye karşı sesini yükseltmek ve sosyal kurtuluş için mücadele etmeye” çağırdı.
Suriye
Suriye’de tek sendikal örgüt Genel İşçi Sendikaları Federasyonu. Baba ve oğul Esad’lar döneminde büyük ölçüde devlet kontrolü altında işleyen bir yapı halindeydi. 8 Aralık 2024’te Esad rejimi devrildi ve tekfirci/cihatçı bir örgüt olan HTŞ yönetimi devraldı. Bu kez aynı sendika HTŞ yönetimini desteklediğini duyurdu. Sendika tarafından yapılan açıklamada “Yeniden inşa aşamasına etkin bir şekilde katkıda bulunma” isteği dile getirildi.
Bugün Suriye parçalı durumda. Kuzeydoğu Suriye, Kürtlerin ağırlıkta olduğu SDG’nin kontrolü altında. Her ne kadar SDG-HTŞ arasında bir anlaşmaya varılmış olsa da henüz bir birlik sağlanabilmiş değil. Suveyda ise Dürzilerin kontrolünde. Golan Tepeleri ve başkent Şam’a 20 kilometre mesafeye kadar olan geniş bir alan İsrail’in kontrolü altında. Lazkiye ve sahil bölgesinde çoğunlukta olan Alevilere yönelik katliamlar devam ediyor. Bu koşullarda Suriye’de 1 Mayıs’ta ne olacağı belirsiz.
Ancak, daha önceki yıllarda, SDG’nin hakim olduğu özerk kuzeydoğu Suriye’de kitlesel ve yaygın 1 Mayıs kutlamalarının yapıldığı biliniyor.
Mısır
2011 halk ayaklanması sonrası Mısır’da 1 Mayıs’ın daha özgürce kutlandığı kısa dönem, ülke tarihindeki işçi hareketleri açısından özel bir anlama sahip. 25 Ocak 2011’de diktatör Hüsnü Mübarek’in devrilmesinde işçiler önemli bir rol oynadı. Özellikle Mahalla tekstil işçilerinin 2006-2008 arası dönemde yaptıkları grevler 2011 halk hareketine doğru ilerleyen sürecin başlangıcı olarak değerlendirildi. 2011’de Mübarek’in devrilmesi sonrasında Mısır tarihinde ilk kez devlet kontrolü dışında ve kitlesel ölçekte bağımsız 1 Mayıs kutlamaları yapıldı. Mübarek rejiminin devrilmesinden sonra, yıllardır bastırılan bağımsız sendikalar hızla kurulmaya başlandı. 3 Temmuz 2013’te Abdülfettah Sisi’nin gerçekleştirdiği askeri darbe ile Mursi devrildi. Bundan sonraki süreçte, özgür sendikalar üzerinde artan baskılar başladı. 2014 ve sonrası 1 Mayıs kutlamaları tekrar devlet kontrolü altında, sembolik ve kısıtlı biçimde yapılmaya başlandı. Birçok bağımsız sendikanın faaliyeti yasaklandı.
Irak
Irak’ta öğretmenler, 6 Nisan 2025’te ülke genelinde maaşların zamanında ödenmesi, yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve mesleki hakların tanınması gibi taleplerle geniş çaplı protestolar düzenledi. Grevler Irak Öğretmenler Sendikası ve yerel komiteler tarafından organize edildi. Öğretmenlerin bu grevi, 1 Mayıs’ta yapılacak etkinliklerin daha geniş katılımlı olacağının ve taleplerin daha güçlü bir şekilde dile getirileceğinin işareti olarak değerlendirilmektedir.
Irak Komünist Partisinin yayın organı Tarik Eşşaab’da (Halkın Yolu) yer alan haberde, sendikaların yer aldığı 1 Mayıs Tertip Komitesinin, sendika ve çalışma komiteleri temsilcilerinin de katıldığı genişletilmiş bir toplantıda, işçileri, emekçileri ve ilgili tüm kesimleri, başkent Bağdat’ta, Al-Firdous Meydanı’ndan Tahrir Meydanı’na doğru gerçekleştirilecek kitlesel yürüyüşe geniş katılım göstermeye çağırdığı ifade edildi. Haberde, “Kamu ve özel sektör çalışanlarının yoğun katılımının beklendiğine” dikkat çekildi. Gazete, komite tarafından toplantıda yapılan açıklamada, “Bu yürüyüş, işçi sınıfının sesini temsil etmektedir. Tüm sendikal ve toplumsal güçleri, daha adil bir gelecek için mücadele eden İşçilerin gününde omuz omuza durmaya çağırıyoruz” denildiğini aktardı.
Ürdün
Ürdün, dünyada en fazla Filistinli mülteciye ev sahipliği yapan ülke. Yaklaşık 11 milyon nüfuslu ülkede 5 milyon dolayında Filistinli mülteci yaşıyor.
Burada şunu belirtmek lazım, Müslüman Kardeşler Ürdün’de güçlü. Bu açıdan Suriye’de Esad’ın devrilmesi ve yerine cihatçı HTŞ’nin geçmesi Ürdün Kralı Abdullah II için bir endişe kaynağı oldu. 23 Nisan 2025’te Ürdün hükümeti, Müslüman Kardeşler’i yasakladı ve örgütün tüm mal varlıklarına el koydu. Hamas, “Ürdünlü gençlerin eylemlerinin Filistin’e destek” amaçlı olduğunu söyleyerek, Ürdünlü yetkililere, “Tutukluların onurlu ulusal amaçlarını takdir etmeleri” çağrısında bulundu.
Müslüman Kardeşler’in siyasi kolu olan İslami Eylem Cephesi, Ürdün’de 10 Eylül 2024 tarihinde gerçekleştirilen genel seçimlerde 138 sandalyeli mecliste 31 sandalye kazanarak önemli bir başarı elde etti. Bu durum dikkate alındığında, Ürdün’de, toplumsal kutuplaşmanın artması ve siyasi istikrarın sarsılması gibi risklerin ortaya çıkmasıyla ülkenin daha kırılgan bir duruma sürüklenmesi sürpriz olmaz. Köklü bir 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamalarının olmadığı Ürdün’de, 1 Mayıs kutlamalarının bu gerginliğin gölgesinde kalacağını tahmin etmek zor değil.
Körfez ülkeleri
Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Umman ve Kuveyt’in yer aldığı Körfez ülkelerinde, İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs İşçi Bayramı, daha çok sembolik düzeyde gerçekleşmekte ve sınırlı sayıda etkinlikle kutlanmaktadır. Bu durum bu ülkelerdeki rejimlerin gerici iş birlikçi yapısına ve bu ülkelerde işçi sınıfının ve sendikal hareketinin zayıflığına bağlanmaktadır. Bununla birlikte, nüfusunun çoğunluğu Şii olan Bahreyn’de bu yıl 1 Mayıs kutlaması yapılacak. Bahreyn İlerici Forum Hareketi, kendi resmi Facebook hesabı üzerinden işçi ve memur sendikalarının Medine İsa şehrinde yapacağı gösteriyle ile ilgili duyuruyu paylaştı.
Tunus: Direnişin bayrağı altında...
Fotoğraf: scossargilbert/Flickr CC BY 2.0
Mortadha Labidi
Tunus Emekçileri Partisi
Tunus işçi sınıfı bir kez daha 1 Mayıs’ını direniş bayrağı altında kutluyor. Gerçekten de ülke, yıllar önce başlayan ve Cumhurbaşkanı Kays Said’in iktidara gelmesinden bu yana daha da kötüleşen, çok boyutlu bir krizin ağırlığı altında inliyor. Muhafazakar bir popülist olan Cumhurbaşkanı, süreci ele geçirdi ve hiçbir bireyi ve kurumu dışında tutmadan, tüm siyasi sınıfı ihanet ve yolsuzlukla suçlayarak bir baskı zemini oluşturdu ve resmi politikasını da bunun üzerine kurdu.
Ekonomik açıdan ülke dört yılı aşkın bir süredir temel mal sıkıntısı ve hızla artan fiyatlar yaşıyor. Süt, bitkisel yağ, şeker, irmik ve pirinç gibi temel ihtiyaç maddelerinin düzenli olarak temin edilememesi nedeniyle süpermarketlerin ve çeşitli mağazaların önündeki kuyruklar Tunuslular için tanıdık hale geldi. Bu durum kayıt dışı sektörün ve spekülasyonun gelişmesini kolaylaştırdı.
Aynı zamanda, binlerce küçük ve orta ölçekli işletmenin (KOBİ) kapanması nedeniyle kötüleşen işsizlik oranı, işçi sınıfı için krizi daha da kötüleştirdi. Tunus’ta fabrikalar da dahil olmak üzere birçok özel sektör kuruluşu son yıllarda binlerce işçiyi işten çıkardı. Özel sektörde 2018 yılında çıkartılan işçi sayısı 3 bin 845 iken, o tarihten bu yana birkaç kat artarak on binler işçi sokağa atıldı. Sonuç, çalışan sınıfların sistematik olarak yoksullaşmasıdır. Tüm anketler, bazı bölgelerde yüzde 37’yi aşan yoksulluk oranındaki artışı doğrulamaktadır. Bu aynı zamanda eğitim, sağlık ve ulaşım gibi kilit sektörlerdeki hizmetlerin bozulmasıyla birlikte bölgesel eşitsizliklerin daha da kötüleştiğini doğrulamaktadır.
En büyük sendika bölünüyor
Bu durumu daha da ağırlaştıran ise işçi sınıfının bu durumla dağınık bir şekilde karşı karşıya kalmasıdır. Gerçekten de, yukarıda bahsedilen krizin yanı sıra, daha az ciddi olmayan bir başka kriz, büyük sermayenin ve komprador burjuvazinin hizmetindeki devletin manevralarına karşı her zaman son siper olan sendika merkezini, Tunus Genel İşçi Sendikasını (UGTT) sarsıyor. Bugün, bu görkemli kurumun başındaki sendika bürokrasisi, daha önce hiç yaşanmamış bir bölünme yaşayarak, merkezi yönetimden tabandaki sendikalara kadar tepeden tırnağa bir bölünme yaşıyor. Öyle ki, olağan 1 Mayıs yürüyüşünün organizasyonu bile tehlikeye girmiş durumda.
Ancak son günlerde tabandan gelen sendikalar, devrimci ve ilerici sendikacılar bu durumu aşmak ve hem mevcut iktidara hem de sendikal bürokrasideki bölücülere meydan okumak için 1 Mayıs kutlaması düzenleme çağrılarını arttırmaktadır.
İskandinav ülkelerinde ‘sosyal demokrat’ 1 Mayıs
Fotoğraf: Mahmut Algünerhan/Evrensel
Mahmut Algünerhan
İskandinav ülkelerinde 1 Mayıs genelde birlikte hareket eden sendikalar ve sosyal demokrat, merkez partiler öncülüğünde kutlanıyor. Ancak Norveç’te Maliye Bakanlığı görevini eski NATO sekreterinin yürütmesi gibi örneklere bakarak bu partilerin siyasi çizgileri anlaşılabilir.
İsveç’te 1 Mayıs Stockholm, Göteborg, Örebro, Uppsala başta olmak üzere ülke genelinde “İsveç için yeni bir yön” temel sloganı altında kutlanacak. “Ülkenin güvenlik durumu, artan çete savaşları, sağlık ve eğitim sistemindeki sorunlar, halkın düşen alım gücü, adil ve güvenli bir İsveç” gibi konular dile getirilecek.
İsveç’te Ilımlı Muhafazakar Parti (M), Liberal Parti (L) ve Hristiyan Demokrat Partisi (KD) ile üçlü sağ koalisyon hükümeti iktidarda. Ana muhalefetteki Sosyal Demokrat Partinin (SAP) Genel Başkanı Magdalena Andersson 1 Mayıs’a Malmö kentinde katılacağını açıkladı. Ülkenin en büyük sendikal konfederasyonu LO’nun Başkanı Johan Lindholm de Stockholm’de olacak.
Norveç
Norveç’te sendikal konfederasyon LO ile patron örgütü NHO arasında bu yıl mart ayı sonlarında toplu sözleşme görüşmelerinde “Satın alma gücünü güvence altına alan bir ücret anlaşması üzerinde anlaşıldı” denilse de ücret artışları yine fiyat artışlarının gerisinde kaldı ve Norveçli işçi ve emekçiler bu koşulda 1 Mayıs’a girecekler.
Norveç’te ülke genelinde kutlanacak 1 Mayıs’ın öne çıkan talepleri ise şöyle: “Demokrasiyi güçlendir- faşizmi ez!”, “Hastalık ücreti uygulamasını savun”, “Hastalık paramla uğraşma!”, “Çalışma hayatında sağlıklı kadınlara ihtiyaç var, kadın sağlığına odaklan!”, “Eşit ücret, kadrolu işler ve çalışma hayatına katılımın güçlendirilmesi”, “Sendika karşıtlığını durdur - Tesla çalışanlarını destekle!”, “Özgür Filistin- boykot İsrail!”, “Petrol Fonu işgalden dışarı”. Ayrıca nükleer silahlanma ve Ukrayna savaşının sona ermesine dair talepler de yine 1 Mayıs’ın gündeminde olacak.
Norveç’te iktidarda merkez sol İşçi Partisi bulunuyor. Başbakan Jonas Gahr Støre başkent Oslo’da 1 Mayıs’a katılırken, Eski NATO Genel Sekreteri ve şimdiki Norveç Maliye Bakanı Jens Stoltenberg, Porsborg ve daha sonra da Skien illerinde katılıp konuşma yapacak.
Danimarka
Sendikal Hareketin Merkezi Örgütü (FH) tarafından organize edilen 1 Mayıs’ta “Ücretliler için güvence” sloganı altında etkinlikler yapılacak. Başkent Kopenhag’daki 1 Mayıs etkinliklerinin gündeminde “Sendikal hareketin kendi içine kapanmaması, dünyada olup bitenlere yanıt vermesi” de var.
İskandinav ülkelerindeki sendikal hareket ile bu ülkelerde daha önceleri güçlü olan sosyal demokrat partiler arasındaki ilişki, köklü bir geçmişe sahip ve hep yakın iş birliği içinde oldular. Sendikalar birçok konuda sosyal demokrat partilerin çizgisine yakın hareket ettiler/ediyorlar. Sendika liderlerinin birçoğu ya sosyal demokrat partiden gelmiş veya siyasi olarak sosyal demokrat partilerin çizgisine paralel politikalar savunuyorlar. Sendikalar, seçim dönemlerinde de bu partilere açık destek veriyorlar ve karşılıklı lobi ilişkileri bulunuyor.
Bugün de bu ilişki devam ediyor. Sendika konfederasyonlarına bağlı bazı sendikalar sınıftan yana bağımsız olarak hareket etse de sendika konfederasyonlarının merkezleri, sosyal demokrat partilerin birer yan kuruluşu gibi hareket etmeye devam ediyor.
Norveç’te Norveç LO ve şu anda azınlık hükümeti olarak iktidarda bulunan İşçi Partisi (Arbeiderpartiet-AP) arasında ilişki çok yakın ve resmi iş birliği anlaşmaları var.
İsveç’in en büyük işçi sendikası konfederasyonu LO da, Sosyal Demokrat Partisi (Socialdemokraterna-SAP) ile 20. yüzyılın başlarından beri sıkı bir iş birliği içinde. Hem İsveç LO ve hem de Norveç LO, seçim dönemlerinde ülkelerindeki bu partilere açık destek ve maddi katkı veriyorlar.
Danimarka’da eski LO ve FTF’nin birleşmesiyle oluşan Sendikal Hareketin Merkezi Örgütü ile sosyal demokratlar arasındaki ilişkiler de güçlü. Ancak diğer İskandinav ülkelerine göre daha gevşek bir ilişki söz konusu ve FH, zaman zaman farklı partilere de destek verebiliyor.
Böyle olunca sendikalar işçilerin çıkarına değil, partinin çıkarına çalışıyorlar ve gerçek mücadeleci sendikacılık ve radikal talepler yerine iş birlikçi bir temelde hareket ediyorlar.
Latin Amerika’da milyonlarca işçi 1 Mayıs 2025’te harekete geçecek
Fotoğraf: Opcion gazetesi
Ramiro Vinueza
Gazeteci/periodicoopcion.com
1 Mayıs, işçi sınıfının kapitalizme ve onun hükümetlerine, tüm dünyada geliştirilmekte olan neoliberal ve sağcı politikalara karşı kendisini kitlesel olarak ifade edeceği bir gün.
Esasen bir ham madde üreticisi olan, ABD emperyalizminin planlarına ve Çin emperyalizminin eylemlerine maruz kalan Latin Amerika’da, işçilerin ve genel olarak halkların yaşam koşulları daha da kötüleşmiş durumda. Kıtanın öngörülen 2025 nüfusu 680 milyon ve bunun yarısını ekonomik olarak aktif nüfus (EAP) oluşturuyor. Bunun içinde işsizlik oranı yüzde 6.2’ye kadar çıkıyor ve kayıt dışı çalışma oranı, yani asgari ücret ve sosyal güvence olmaksızın çalışma oranı da yaklaşık yüzde 48’e ulaşıyor. Kısacası, yaklaşık 150 milyon Latin Amerikalı ya işsiz ya güvencesiz işlerde çalışıyor. Yoksulluk 172 milyon kişiyi, aşırı yoksulluk ise 66 milyon kişiyi etkiliyor.
Düşük ücretler, gıda fiyatlarındaki artış, emekli maaşlarının ve sosyal yardımların azaltılması, sağlık ve eğitim bütçelerinin düşürülmesi ve IMF’ye taahhüt edilen dış borcun ödenmesi için kamu kaynaklarının yok edilmesi Brezilya, Kolombiya, Peru, Meksika gibi ülkelerde iş, sağlık, eğitim, sosyal güvenlik ve hizmetler için acil taleplerle çeşitli eylemlere ve grevlere neden oldu. İşçi sınıfının Devlet Başkanı Javier Milei’nin işçi karşıtı politikalarına karşı üç genel grev gerçekleştirdiği Arjantin öne çıkıyor. Bu mücadele ve seferberlik atmosferinin ortasında, 1 Mayıs için büyük eylemler hazırlanıyor. 1 Mayıs, Latin Amerika işçilerinin ve halklarının mücadele günü olacak.
Ekvador
Sağcı Kapitalist Daniel Noboa’nın devlet başkanlığı seçim zaferinin üzerinden bir ay geçmeden, sendika ve sosyal örgütler, Birleşik İşçiler Cephesi (FUT) ve Halk Cephesi, 1 Mayıs için birleşik bir seferberlik ilan etti. Noboa, diğer aday Luisa Gonzales’e karşı oyların yüzde 54’ünü aldı. Milyonlarca dolarlık bir kampanya yürüttü, yabancı danışmanlarla dolu büyük bir personel ordusuyla kurumsal medyayı ve sosyal ağları kullandı. Tahminen 560 milyon dolarlık devlet kaynaklarını kullandı. Bir kısmıyla gençlere ve en yoksul nüfusun kesimlerine geçici ikramiyeler (sübvansiyonlar) dağıtıldı. Olağanüstü haller ilanlar etmesi ve ülkenin bazı bölgelerinin militarize etmesi de zaferini sağlayan faktörler arasında yer aldı.
Ancak her 10 Ekvadorludan 7’si işsiz ya da eksik istihdam ediliyor, gençlerin eğitime ya da insana yakışır işlere erişimi yok, kadınlara yönelik ayrımcılık artıyor. Yoksullar, siyahlar, yerli halk kriminalize ediliyor. Güvensizlik, cinayetler, soygunlar ve gasplar arttı. Devlet aygıtında giderek daha fazla nüfuz sahibi olan organize suç gruplarının varlığı arttı. Hem Gonzales hem de Noboa birbirlerini uyuşturucu kaçakçılığı yapan gruplarla bağlantılı olmakla suçluyorlar.
Hükümet, halkın harekete geçmesini engellemek ve gözdağı vermek amacıyla birkaç gün önce bir bildiri yayımlayarak Meksikalı suç gruplarının Başkan’ın hayatına kastetmek üzere ülkeye geldiklerini, Başkan’ın hayatının tehlikede olduğunu açıkladı. Ancak aynı bildiride, yerli ve halk örgütlerine atıfta bulunularak, sokakları kızıştırmak ve karışıklık çıkarmak isteyen radikalleşmiş küçük grupların da bulunduğu ileri sürüldü.
Bu koşullar altında, sendikal örgütler bu 1 Mayıs için sendikal hakların savunulması, kamu güvenliği ve sosyal güvenlik için mücadele, Sosyal Güvenlik Kurumu IESS’in savunulması, yeni istihdam kaynaklarının yaratılması, üniversitelere ücretsiz giriş, dış borcun ödenmemesi ve doğayı tüketen madenciliğe hayır şeklinde özetlenebilecek birleşik bir platform oluşturdu. Ülkenin başlıca şehirlerinde bu bağlamda yürüyüşler gerçekleştirilecek.
Yarın: Fransa, İsviçre, İspanya ve Dominik Cumhuriyeti
Evrensel'i Takip Et